DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK

15.12.2019 806

Doğruluk ve Dürüstlük

Toplumsal ilişkiler güven üzerine kurulur. Hiç kimse yalan söyleyen,

verdiği sözleri tutmayan biriyle arkadaşlık etmek, yakınlık kurmak

istemez. Dürüst, ahlaklı bir insan karşısındaki kişinin de dürüst ve

güvenilir olmasını bekler. Eğitimden aile ortamına, ticaretten

arkadaşlıklara kadar toplumsal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde devam

edebilmesinin temel şartı doğruluk ve dürüstlüktür.

Dinimiz yalan söylemeyi, hile yapmayı, yalancı şahitlik etmeyi,

başkalarını aldatmayı açık ve kesin bir şekilde yasaklar. Yüce Allah

Müslümanlardan dürüst olmalarını, doğruluğu ilke edinmelerini ister.

Verdiğimiz sözleri tutmamızı, tutamayacağımız sözler vermekten de

kaçınmamızı öğütler. Bu konuyla ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de, "Ey iman

edenler! Yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?" buyrulur. Ahzâb

suresinde ise Yüce Allah, Müslümanları doğruluktan ayrılmamaları

konusunda şöyle uyarır: "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz

söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve

günahlarınızı bağışlar..." Aynı konuyu dile getiren başka bir ayette ise

"...Yalan sözden sakının." buyrulur. Böylece Rabb'imiz bizleri yalan, hile

vb. kötülüklerden kaçınmaya, dürüst, güvenilir bir insan olmaya

yönlendirir.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de hayatı boyunca doğruluğu

kendine ilke edinmiştir. O hiçbir zaman yalan söylememiş, kimseyi

aldatmamıştır. Aile ilişkilerinde, toplumsal ilişkilerde, ticaret

yaparken vb. her durumda daima dürüst ve güvenilir oluşuyla tanınmıştır.

Bu özelliğinden dolayı da Mekkeliler onu "Muhammedül Emîn" (Güvenilir

Muhammed) olarak nitelendirmişlerdir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) hem kendisi dürüstlüğü ilke edinmiş hem de bizleri

bu konuda duyarlı olmaya teşvik etmiştir. Örneğin o, bu konuyla ilgili

bir hadisinde, "Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk iyiliğe, iyilik de

cennete götürür. Yalan söz söylemekten kaçının. Çünkü yalan kötülüğe,

kötülük de cehenneme götürür." buyurmuştur.